Ev arkadaşım Mert ile, üniversitede tanıştığımız ve şuan ev arkadaşımız olan Mertcan'dan interrail hikayelerini dinliyorduk ve çok dikkatimizi çekmişti. Sosyal ağlarda da çok fazla görmüştüm 1 ayda Avrupa turu diye meraklandık ve detaylıca araştırdık Mertle, özellikle Facebook'ta ki interrail Türkiye grubundan takibe başladık. Gezginlerin hatıraları ve yaşadıkları inanılmaz güzeldi. Onların tecrübesinden de faydalanarak bu geziyi gerçekleştirmeye karar verdik. Tren yolu ile, 30 gün geçerli globalpass bilet alarak tüm Avrupayı spontane bir şekilde gezmek demek interrail. Plan yok program yok...
2013 kış aylarında hayalini kurduğumuz ve yazın hayata geçirdiğimiz 'İnterrail' maceramızı paylaşmak istiyorum, bazı tavsiyelerde de bulunacağım arkadaşlarıma.
Ev arkadaşım Mert ve ben nisan ayında ailelerimizle konuştuk ve gerekli maddi desteği sağladık kendimize, daha sonra biletler ve vize işlemleri için gerekli belgeler ve ülkeler hakkında bilgi edinmeye başladık. Tabii ki bu arada facebook gurubundan da hangi ülke vize için ideal onuda araştırdık. Hangi ülkelere gitmek istediğimizi kararlaştırdık vede elimize Avrupa haritasını alarak muhabbet etmeye başladık. Çok eğleniyorduk daha gitmeden, çünkü çok iyi anlaşan iki arkadaştan öte kardeşiz. İtalya'dan başlamamız gerekiyordu geziye çünkü en basit şekilde ve kısa zamanda schengen vizesini İtalya veriyordu. O zaman Roma dedik. İlk işimiz, güzel birer tane yürüyüş ayakkabısı aldık kendimize çünkü facebookta ve bloglarda okuduğumuza göre yürüyerek daha fazla keyif alınıyormuş geziden... Gerçekten açıkça söylemeliyim ki fiyatına bakmaksızın o ayakkabıyı alın. Düşündüğünüzden dahada yorucu oluyormuş. Ayaklarıma kara sular indi sözünü tecrübe edecektik. Tabii diğer en önemli ekipman ise sırt çantası. 80 litrelik iki tane büyük sırt çantasını Decathlon'dan aldık. Çantada çok önemliymiş duyduğumuz göre çünkü çok cepli olması demek kullanışlı hale getiriyor çantayı, ayrıca dikişleri ve fermuarları da, tıka basa dolduracağınız o çantaya ayrı bir önem katıyor. Her ne kadar bir çantaya o kadar para vermeyi içimiz el vermese de iyi ki almışız dedik çünkü gezide tanıştığımız arkadaşları görünce özellikle de onların çantalarının yırtılmış olduğunu görünce iyi ki almışız da dedik ama. Daha sonra parayı muhafaza edebileceğimiz bir bel çantası aldık, Pasaportumuzu, paramızı, interrail biletimizi ve eşyalarımızı sürekli yanımızda taşıyacaktık ve her biri ayrı hayati önem taşıyorlardı. Sırada vize işlemleri vardı ve belgeleri toplamak lazımdı. Finaller bitince belgeleri toplayacaktık... Diğer yazımda benim için kabusa dönüşen vize işlemlerini anlatacağım. Çünkü çok şanssızım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder